İstanbul Kültür Üniversitesi Meslek Yüksekokulu (MYO) tarafından organize edilen “İş, Bilenindir: Girişimcilik Modelleri” webinar serisi kapsamında, 16 Eylül 2020 Çarşamba günü “İyi Bir Girişimin Yol Haritası” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirildi. Management Plus Genel Müdürü Haldun Ersen’in konuk olduğu webinarda, katılımcıların sorularına da yanıt verildi.
Birçok firmada üst düzey yöneticilik yapan ve 2002 yılında M.A.P Danışmanlık ve Eğitim şirketini kuran Ersen, konuşmasında; girişimcilik, yönetim danışmanlığı, kentsel dönüşüm, akıllı şehirler, kalite ve insan kaynakları yönetimi başta olmak üzere, pek çok konudaki bilgi ve tecrübelerine yer verdi. “Yaptıklarımız, yapacaklarımızın göstergesidir, bu nedenle de özgeçmiş önemlidir. Ancak öğrenme süreci devam ederse gelişim mümkündür.” diyen Ersen, sürekli iyileştirme ve geliştirme felsefesi olan Kaizene kültürüne vurgu yaptı. İlerlemenin, rasyonel bilgiyle birlikte adım adım gerçekleştiğini belirten Ersen, insana saygı, insana değer, iletişim ve ekip olma kavramlarının önemine değindi.
İyi bir girişimci olmanın en önemli sırlarından birinin, kendimi daha iyiye nasıl adapte edebilirim sorusunu sürekli kendimize sormak olduğunu belirten Ersen, yenilik ve farklılığın, başarıya giden süreçteki önemine dikkat çekti. Bu nedenle girişimcinin “Nasıl daha farklı bir şey bulabilirim?”, “Farklı bir şekilde nasıl entegre edebilirim?”, “Nasıl farklı bir noktadan hareket ederek yeni noktalar açabilirim?” sorularından yola çıkması gerektiğini belirten Ersen; iyi girişimin sadece bir start-up değil, farklı olması gerektiğini de ifade etti. Farklılık yaratmak için iyi bir girişim yoluna çıkmak gerektiğini söyleyen Ersen, organizasyonların yalınlaşmasıyla oluşan esnek görev ve pozisyonlara dikkat çekti.
Bugüne kadar 250’ye yakın firmanın insan kaynakları, kalite, çevre ve iş sağlığı güvenliği sistemlerini kuran ve belgelendirmelerinin yapılmasını sağlayan Ersen, girişimcinin “Sermaye olmadan girişim yapılamaz. Start-up üretemiyoruz.” gibi olumsuz düşüncelere kapılmaması gerektiğini belirtti. Bu noktada, zorluklar, aşağı çekmeye çalışan insanlar, yapılan işi değersizleştirmeye çalışanlara karşı hayata pozitif bakabilme ve olumlu düşünebilmenin önemine değinen Ersen, girişimcinin kendini iyi tanıdığını ve güçlü özelliklerini bildiğini ifade etti. Mental olarak güçlü kalabilmeyi öğrenmek ve güçlü özelliklerini bilerek kendi oyununun lideri olmaya kararlı olmak gerektiğini belirten Ersen, bunun için de yetkinlik ve motivasyon kavramlarına ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Girişim yoluna çıkmaya net bir şekilde karar veren kişinin, girişimle ilgili çıkılan yoldan çevirmeye çalışanları da ikna etmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye’deki ilk uzmanlık programlarını 2000 yılında (İnsan Kaynakları Yönetimi) açan Haldun Ersen, girişimciliğin yalnızca iş dünyasıyla ilgili olmadığını, hayatın her alanında girişimci bir ruhla hareket etmenin mümkün olduğunu ileri sürdü. Girişimcilik sürecinde değer yaratma kavramının önemine dikkat çeken Ersen, kişilerin “Nasıl bir fayda yaratabilirim? Çevreme, topluma, ülkeme, insanlığa nasıl faydalı olabilirim?” sorularını sordukça başarılı olabileceklerine değindi. Bugüne kadar 350 ye yakın “insan kaynakları uzmanı” yetiştiren Ersen, “Motivasyon, paylaşma isteğiyle gelir.” dedi. Ülkemizdeki ataerkil toplumsal kültüre paralel, işletmelerde de (son dönemde değişmeye başlamış olsa da) insan odaklı liderlik yaklaşımları yerine klasik yönetim anlayışı hâkim olduğunu belirten Ersen, insan odaklı olunmadığında toplam kalite yönetiminden sonuç alınamayacağını ileri sürdü. Kalitenin bir sonuç değil, bir süreç olduğunu ifade eden Ersen, tüm çalışanların performansı artarsa işletmede de verimliliğin artacağını savundu. Yönetimlerin öğrenme ihtiyaçlarını göz ardı etmesine değinen Ersen, kalite yozlaştıkça, insan kaynaklarına yaklaşımların da yozlaştığını belirtti.
Girişimcilik sürecinde planlama ve sistematik düşünce yapısının önemine dikkat çeken Ersen, iş modeli ve esnek aksiyon planlarından A, B, C senaryolarına kadar, iyi bir girişimin tüm hatlarıyla belli olması gerektiğini ifade etti. Tüm sektörlerle genel yönetim danışmanlığı hizmetleri çerçevesinde, kurumsal mükemmelleşme ve entegrasyon projelerini yürüten Ersen, “iyi bir girişim daldan dala atlamak değildir; sürdürülebilir, farklılaştırılabilir halde yürütebilmek, ondan yenilikler üretebilmektir” dedi.
2014 yılından bu yana “Kentsel Dönüşüm” konusunda uzmanlık sertifika programı açan Haldun Ersen, iyi bir girişim olma yolunda ekip seçimi ve uyumuyla kararlılık ve azim kavramlarına vurgu yaptı. Kentsel dönüşümün, sürece insanlar dahil edildiğinde, ülkelerin kalkınmalarında katalizörlerden biri olduğunu belirten Ersen, doğru planlanıp uygulandığında, yaklaşık 170 civarında sektörü harekete geçirdiğini ifade etti. Bu noktada başarılı olunabilmesi için insanlara deprem riski, evlerin eski olması, yenileme ve değer artışı konularının doğru aktarılması gerektiğini söyleyen Ersen, önce matematiksel modellerle insanlara fayda gösterildikten sonra, proje tasarımında değer artışının örtüştürülmesi, halkla ilişkiler-iletişim ve ikna aşamalarının titizlikle ele alınması gerektiğini ifade etti. Amerika’da Florida şehirleri, ülkemizde ise Konya Mevlâna ve Beyoğlu Tarlabaşı projelerinden örnekler veren Ersen, “kentsel dönüşümün sosyolojik açıdan etkileri değerlendirilmeli” dedi. Kentsel dönüşümün, sadece binaları yıkıp yeniden yapmak olmadığını söyleyen Ersen, sağlıklı bir değişimin alan açabilmek, iyileştirmek, geliştirmek, tasarım, restorasyon, şehri yaşanabilir hale getirmek şeklinde düşünülmesi gerektiğini ifade etti.
İyi bir girişimin, estetik ve görsel açıdan düzgün planlanması gerektiğini belirten Ersen, “altyapısı sağlam olmalı: slogan, görsel, vb. farklı ve çarpıcı olmalı” dedi. İyi bir girişimin insanları etkileyebilmek olduğunu ifade eden Ersen, aynı zamanda sonuçlarından herkes faydalanabilmelidir.” dedi. Girişimlerin başlangıç aşamasında finansal ve diğer açılardan desteğe ihtiyaç duyduğunu ve girişimcilerin fikirleri çalınır endişesiyle kenara çekilmemesi gerektiğini söyleyen Ersen, “Proje sahibi kimse, örtük bilgi ve motivasyon ondadır.” dedi. İyi bir girişimi aynı zamanda “doğru hedefi vurabilmek ve krizi fırsata çevirebilmek” olarak tanımlayan Ersen, ayrıca “iyi bir girişim için hızlı olmak gerekir” dedi.
Süreç bazlı entegre ERP’lerin kurumsal performansa etkisi ve sistem uygulaması konusundaki doktora çalışması devam eden Ersen, Endüstri 4.0 ile tüm dünyada başlayan işletmeciliğin otomasyona dönüşmesi sürecinin dijital değişim ve pandemiyle birlikte ülkemizde de ciddi bir gelişim içerisinde olduğunu ifade etti. Otomotiv ve finans başta olmak üzere bazı sektörlerde ciddi bir ilerleme olduğunu söyleyen Ersen, bilgi teknolojilerinin ülkemizde nerede, hangi noktada olduğu konusundaysa ciddi araştırmalara, bulgulara ihtiyaç olduğunu belirtti.
2020 yılının başında “Akıllı Şehirler” uzmanlık sertifika programını açan Ersen, bu konuda “Gelecek nesiller için yapacak çok işimiz var” dedi. Nefes almak, çevresel faktörlerin iyileştirilmesi, atıkların yönetimi, ulaşımın insan odaklı optimizasyonu, akıllı binalar gibi kavramlara değinen Ersen, konuşmasında, dünyadan ve ülkemizden akıllı şehir örneklerine yer verdi. Sakarya, Bursa ve Mamak belediyelerinde yürütülen çalışmalar hakkında bilgi veren Ersen, yapılanların şimdilik daha çok akıllı ulaşım ve sensörler ağırlıklı olarak odaklandığını ifade etti.
Moderatörlüğünü Öğr. Gör. Berrak Köten, Öğr. Gör. Dr. Barış Safran ve Öğr. Gör. Burak Öçlü’nün üstlendiği webinarda akademisyenlerimizin ve öğrencilerimizin sorularını yanıtlayan Haldun Ersen, katılımcılarımızdan 15 kişiye “Kurumsal Yönetimin Yol Haritası” isimli kitabını hediye etti. Haldun Ersen’e e-seminerimize katılımı için teşekkür ederiz.
Eyl
24
2020
0